Av. Alptürk Kaya

Dopingin Hukuksal Boyutu

Av. Alptürk KAYA

GİRİŞ

İnsanoğlu, tarihin başlangıcından bu yana bedensel ve ruhsal sınırlarını aşma, yetenek ve becerilerini geliştirme çabasındadır. Bunu belli bir düzen içerisinde, sürekli bir uğraşı hâline getiren kimselere sporcu denir. Sporcu, çabasının ürünü olan bedensel ve ruhsal kazanımlarını spor yarışmaları aracılığıyla sergileme olanağı bulur. Ancak her sporcu, umduğu sonuçları elde edemez. Böyle durumlarda sporcunun verim artırıcıuyarıcı ve destekleyici maddelerden yararlanması gündeme gelebilir. Bu tür madde kullanımına, yaygın olarak, doping adı verilmektedir.

Doping kullanımı, spora ve sporcuya zarar verir. Sporcular arasında haksız rekabete neden olur, spor ahlâkı ile bağdaşmaz. Nitekim spor yarışmalarının biricik amacı, sporcunun ne pahasına olursa olsun birinciliği elde etmesi değildir. Bunun sporun kendine özgü kurallarına bağlı kalınarak başarılmasıdır. Bu nedenle, bir aldatmaca türü olan dopinge karşı küresel çaplı bir duruş oluşmuştur.

Bu duruş, dopingi hukuksal bir sorun hâline getirmiş, dopingin spor hukuku bağlamında değerlendirilmesini kaçınılmaz kılmıştır. İşte bu çalışma, dopingin hukuksal boyutuna genel bir bakış sunma çabasından ibarettir.

DOPİNGİN TARİHÇESİ

Doping sözcüğüne ilk kez 17’nci yüzyıl Amerikan yerleşimcilerinin kayıtlarında denk gelinmektedir. Hollandalı göçmenler, Kuzey Amerika’da kurdukları Yeni Hollanda Ortaklığı aracılığıyla 1626 yılında Manhattan Adası’nı satın alırlar. Buraya yeni başkentleri saydıkları New Amsterdam’ı (sonradan New York) kurarlar. Kentin ilk yapılaşması sırasında işçilere öğün olarak yerel dilde doop adıyla bilinen bir tür çorba verilir. İçeriği bugün bilinmeyen çorbanın, işçilere dirlik verdiği, çalışmalarındaki verimi arttırdığı gözlemlenir. Ancak bir süre sonra kuşkulu ölümler başlayınca, toksik madde içerdiği düşüncesiyle anılan bu çorbanın tüketilmesi yasaklanır.1

Başlangıçta, doop adlı yerel çorba gibi basit besinlerden ya da bitkisel karışımlardan ibaret olan doping maddeleri, 21’inci yüzyılın bilimsel ve teknik gelişmeleriyle birlikte karmaşık kimyevî maddelere dönüşmüştür. Bunlar, kısa dönemde sporcunun verimini belirgin olarak artırmakta ise de uzun dönemde ciddî sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra spor ahlâkıyla bağdaşmamakta, sporcular arasında haksız rekabet oluşturmaktadır. Bu nedenle dopinge karşı küresel çaplı bir eylem başlatılmıştır.2

Dopingin bilinen tüm sporlar için hukuksal bir tanımı henüz bulunmamakla birlikte, bu tür bir tanım için bağlayıcı bir hukuksal ölçüt de şu anda mevcut değildir. Doping, genellikle spor kuruluşlarının bireysel yöntemleriyle tanımlanmaktadır. Bu bakımdan, doping kavramının uluslararası spor kuruluşlarınca yapılmış çok sayıda tanımı mevcuttur.3

Uluslararası alanda gündeme ilk kez 1960 Roma Olimpiyatları sırasında toplanan Psiko-Ergo-Farmakoloji Uluslararası Kongresi’nde gelen dopinge ilişkin ilk tanım, 1963’te Fransa’da düzenlenen bilimsel bir toplantıda yapılmıştır. Buna göre, “doping bir sporcunun fizyolojik hazırlanması değildir. Bu hazırlanma yaşamsal önemdedir ve tıbbî kontrol altında yapılmalıdır. Bir yarışma hedeflenerek veya bir yarışma sırasında, verimi artırmaya yönelik, spor etiğine aykırı ve sporcunun beden veya ruh sağlığına zarar verebilecek, her türlü madde veya yöntem uygulamaları doping addedilir”.4

DOPİNG KAVRAMI

Dopingin bu ilk tanımı yeterli bulunmamış, Kasım 1963’te Strazburg ve Madrid’de toplanan Avrupa Konseyi’nde konu yeniden ele alınmıştır. Avusturya, Danimarka, İspanya, İtalya, Hollanda ve İngiltere başta olmak üzere, birçok ülke toplantıda kendi doping görüşünü tartışmaya sunmuştur. Bu ülkelerden biri de Türkiye olmuştur. Türkiye’ye göre, “doping maddesi, performansı yükselten bir tür farmakolojik uyarıcıdır”.5 Katılımcıların görüş ve önerileri doğrultusunda Konsey, dopingin “bireyin bir yarışmaya katılımı nedeniyle ve yapay ve haksız şekilde performansını artırmak amacıyla, organizmaya yabancı fizyolojik maddelerin, herhangi bir yöntemle yüksek dozda ve anormal yollardan, sağlıklı bir kişiye uygulanması veya kendisi tarafından kullanılması” olduğunda karar kılmıştır.6

1964 Tokyo Olimpiyatları nedeniyle bir araya gelen uluslararası kongre bu tanıma, “bir yarışmaya katılım sırasında, niteliği, dozajı veya uygulama şekliyle, bir sporcunun yapay ve haksız şekilde performansını artıracak bir tıbbî müdahale zorunluluğu doğarsa, bu dahi doping addedilmelidir” ifadelerini eklemiştir.7

1970’li yılların sonuna gelindiğinde, ulusal ve uluslararası boyutta birbirinden farklı çok sayıda doping tanımı yapıldığı görülmüş ve bunun pek çok kez karışıklığa yol açtığı değerlendirilmiştir. Bu nedenle, Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu 1984 yılında dopingin yalınlaştırılmış bir tanımını ortaya koyma gereği duymuştur. Buna göre, “sporda doping, yetkili spor teşkilatlarının kurallarına aykırı şekilde, bunların yasaklamış olduğu madde veya madde sınıflarını kullanmaktır”.8

1999’da Lozan’da toplanan Sporda Doping Dünya Konferansı’nda Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ise şu tanımı kabul etmiştir:

“1. Sporcunun sağlığı için tehlikeli olabilecek ve/veya performansını iyileştirebilecek bir madde veya metodun kullanılması,
2. Sporcunun organizmasında, bu koda aykırı bir maddenin bulunması veya bir metodun uygulandığının saptanması doping olarak nitelenir.”9

Son olarak, 2015’te Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA), dopingi “CODE’nin Madde 2.1’den Madde 2.10’a kadar olan bölümünde belirtilen dopingle mücadele kural ihlâllerinden bir veya daha fazlasının gerçekleştirilmesi” olarak tanımlamıştır.

Bugün itibarıyla sporcularca kullanımı yasak olan madde ve yöntemler WADA tarafından belirlenmekte, küresel çapta dopingle ilişkili tüm işler WADA tarafından yürütülmektedir. Bu bakımdan, WADA’nın belirlediği tanım, şu an için uluslararası kabul gören en güncel doping tanımı kabul edilmektedir.10

Türkiye’de bu konuda önceden Spor Genel Müdürlüğü (eski adı ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü) görevli iken, 3289 sayılı GSGM Teşkilat ve Görevleri Hakkında Yasa’da değişiklik yapan 3703 sayılı Yasa ile 3885 sayılı Avrupa Konseyi Dopingle Mücadele Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Yasa ve 5721 sayılı Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Bilim ve Kültür Örgütü Sporda Dopinge Karşı Uluslararası Sözleşmeye Katılmasının Uygun Bulunduğuna Dair Yasa bağlamında dopingle mücadele görevi, 24 Mayıs 2011 günlü bir sözleşmeyle Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ne bırakılmıştır.11 Komite, uluslararası gelişmelere kayıtsız kalmamış, Eylül 2011’de CODE’nin Türkçe çevirisini Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Dopingle Mücadele Talimatı başlığıyla Türkiye genelinde yürürlüğe koymuştur.12

DOPİNGİN DENETLENMESİ

Doping denetimi, yarışmacı sporcuların haklarının ve ilaçsız sporun korunması ile sporcuların rekabet kurallarına uygun davranmalarının sağlanması amacıyla yapılmaktadır.13 Nitekim dopingin önlenmesinin; sporun özünü korumak için düzenleyici nitelikte olduğu ve spor katılımcılarının koruyuculuğunu üstlendiği düşünülmektedir. Öte yandan, dopingi bilimsel ilerlemelerle geliştirilen öbür verim artırıcı araçlardan ayrı görmeyen bir kesim de mevcuttur.14

Doping karşıtı düzenlemeler, başlangıçta olimpiyatlarda verim artırıcı ilaçlarla elde edilen başarıları engellenmek için düzenlenmiştir. Sonraları, ağır yaptırımlarla sporcunun özel yaşamını dahi büyük ölçüde daraltan bir dizi kuralla kapsam ve etkisi genişletilmiştir.15

Doping, sporcuların idrar veya kan örneklerinin yasak madde içerip içermediğinin uzman laboratuvarlarda bilimsel yöntemlerle araştırılması yoluyla denetlenir.16 Denetim çoğu kez sporcuya önceden haber verilmeksizin yapılır.17 Duyurulmamış doping denetimi için sporcular yıl içinde herhangi bir zamanda seçilebilirler. Son yıllarda dereceye giren ve rekor kıran sporcuların doping denetimleri, her durumda yapılmaya başlanmıştır.18

Doping denetimi, sporcunun kişilik haklarıyla; vücut dokunulmazlığı ve vücut bütünlüğüyle yakından ilgilidir. Olası bir hak ihlâlinin önüne geçilmesi bakımından doping denetimi sırasında sporcunun rızasının alınması, sporcuya teste tabi tutulmayı reddetme hakkının tanınması, sır saklama yükümlülüğüne uygun davranılması, sporcudan alınan örneğin bilimsel yöntemlerle incelenmesine dair güvence verilmesi ve denetim sonucuna karşı hukuksal başvuru yollarının açık tutulması gerekir. Tersi durumda, sporcunun kişilik haklarına saldırı gündeme gelebilir.19

Doping denetimlerini devletler ve spor federasyonları yürütür. Ancak belirtilmelidir ki, Olimpiyat Oyunları’nda ulusal ve yerel kuruluşların düzenlemelerinin geçerliliği yoktur. Hatta burada, uluslararası spor federasyonlarının kuralları bile geçersizdir.20 Olimpiyat Oyunları’nda doping denetimi, IOC’nin Medikal Komisyonu tarafından WADA’yla iş birliği içerisinde gerçekleştirilir.21

Bugün birçok ülkede WADA’nın onayıyla çalışan otuzu geçkin doping denetim merkezi bulunmaktadır. Ankara’da bulunan Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ne bağlı doping kontrol merkezi de bunlardan biridir.22

DOPİNGİN HUKUKSAL SONUÇLARI

Dopingle mücadele kural ihlâllerinden; sporcudan alınan örnekte yasaklı bir maddenin veya onun metabolitlerinin veya belirteçlerinin bulunması, yasaklı bir maddenin veya yasaklı bir yöntemin sporcular tarafından kullanılması veya kullanmaya teşebbüs edilmesi, yasaklı madde ve yasaklı yöntemlere sahip olmak durumlarından birini gerçekleştirmesi durumunda; tanımlanmış maddelerin kullanılmasına ilişkin hak mahrumiyeti cezalarının belirli koşullarda iptal edilmesi veya hafifletilmesi, hak mahrumiyeti cezasının istisnaî hâllerde iptali veya hafifletilmesi ve hak mahrumiyeti cezasını artırabilecek ağırlatıcı sebeplerin ihlâlde belirlenmemiş olması durumunda, sporcuya iki yıl hak mahrumiyeti cezası verilir.23

Başka bir deyişle, sporcuya, kullanılan madde ve yöntemin türü ve ağırlığı oranında ceza uygulanmaktadır.24 Dopingin ilk kez saptanmasının cezası, iki yıl; ikinci kez saptanmasının cezası ise, kural olarak, spordan ömür boyu yasaklanmadır.25

Avrupa şampiyonu ve dünya ikincisi millî koşucu Süreyya Ayhan KOP’un durumu buna doğrudan örnektir. 2005 yılında, kendisinden doping örneği alınmak istendiği sırada yetkililere bu örneği vermediği için26 spordan iki yıl süreyle yasaklanan KOP, daha sonra WADA’nın 2008’de yaptığı doping denetimlerinde iki tür yasaklı madde kullandığının belirlenmesi nedeniyle bu kez spordan ömür boyu yasaklanmıştır.27

Bundan başka, dopingle mücadele kurallarından birinin karşılaşmalar sırasında ihlâl edilmesinin yarışma sonuçlarının iptal edilmesi gibi yaptırımları da bulunmaktadır.28

Sporcu, hastalık ve benzeri nedenlerle doping maddesi içeren birtakım ilaçları kullanmak zorunda kalırsa, bunun mutlaka doktor denetiminde olması gerekir. Sporcunun kullandığı ilacın yasaklı olup olmadığını doktora danışarak öğrenmesi zorunludur.29 Zorunluluğu nedeniyle, doping içeren bir maddeyi kullanan sporcu, o anki karşılaşmaya sokulmamalıdır. Aksi takdirde, sporcu, hasta olduğunu doktor raporlarıyla belgelese bile doping kullanımı nedeniyle cezalandırılır.30

Sporcunun doping denetimini reddetme hakkı vardır. Kural olarak, kimse rızası dışında tıbbî muayene ve denetime tabi tutulamaz. Ancak doping denetimini reddeden sporcu, hukuken dopingli sayılır ve kendisine bu doğrultuda ceza uygulanır.

Denetim sonucunda bünyesinde doping maddesi bulunduğu belirlenen veya yasaklı bir yöntemi kullandığı saptanan sporcu, bu madde ya da yöntemin verim artırıcı etkisinden yararlanıp yararlanmadığına bakılmaksızın sorumludur. Sporcuya dopingin kendisine yardımcı olmadığını, bu nedenle öteki sporcularla arasında haksız rekabet oluşmadığını kanıtlama olanağı tanınmamaktadır.31

İhlâlin varlığının tespit edildiği andan itibaren bütün yarışma sonuçları iptal edilir ve sporcuya verilen tüm madalya, puan ve ödüller geri alınır.32 Bu madalya ve ödüller, kural ihlâli yapmayan ilk sıradaki sporcuya verilir.

Dopingli sporcuya uygulanan bu tür disiplin yaptırımları yanında, sporcunun tazminat sorumluluğu da söz konusu olabilir. Nitekim doping, salt yarışma kurallarının ihlâline değil, öteki sporcuların eşit koşullarda yarışma hakkının ihlâline de neden olmaktadır. Bu bağlamda, verimini başka sporcular zararına artırarak onlar aleyhine haksız rekabete neden olan sporcu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 57’nci maddesi uyarınca tazminat sorumluluğu altındadır.

Ayrıca uygulamada, üstün başarısı nedeniyle, 3/11/2010 günlü 27748 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Gençlik ve Spor Bakanlığı’nca Yürütülen Spor Hizmet ve Faaliyetlerinde Üstün Başarı Gösterenlerin Ödüllendirilmesi Hakkında Yönetmelik uyarınca ödüllendirilen sporcuların doping kural ihlâlinde bulunduğunun saptanması durumunda, Bakanlığın bunlara yönelteceği alacak davası ile verilen ödüllerin iadesi sağlanmaktadır.33

SONUÇ

Uluslararası alanda çokça tartışılan doping, kısa ifadeyle, birtakım yasak madde ve yöntemin kullanılmasıdır. Bunların kapsam ve içeriği, bugün itibarıyla WADA tarafından belirlenmektedir. WADA her yıl belli dönemlerde toplanmakta ve yasaklılar dizelgesi yayımlamaktadır. Yine doping kullanımıyla ilgili her türlü denetim de en üst düzeyde WADA’nın kuralları çerçevesinde yürütülmektedir.

Spor ilkelerine ve ahlâkına, yarışmacıların eşit koşullarda yarışma hakkına ve tüm ulusal ve uluslararası hukuksal düzenlemelere aykırı olan doping kullanımı, küresel çapta yasaklanmıştır.

Sporculara WADA’nın onayladığı bilimsel doping denetim merkezlerinde yapılan denetimler sonucunda doping kullandıklarının saptanması hâlinde disiplin cezası uygulanmakta; sporcu, belli süreyle ya da ömür boyu spordan yasaklanmakta ve ödüllerinin geri alınması söz konusu olmaktadır.

Av. Alptürk KAYA
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni 2017 yılında onur derecesiyle bitirmiştir. Ankara Barosu üyesi olup, 2018 yılından bu yana serbest avukatlık yapmaktadır.
Eklenme:
15/4/2020, 16:15
Son Düzenlenme:
27/5/2020, 22:59
Alptürk KAYA, Dopingin Hukuksal Boyutu; http://alpturkkaya.av.tr/hukuk/ozel-hukuk/yan-dallar/spor-hukuku/dopingin-hukuksal-boyutu/, [24/1/2023].
Yazılı içerik kaynak gösterilmek koşuluyla alıntılanabilir. Kaynak gösterilmeden yapılan alıntılar, 6098 sayılı Türk Borçlar Yasası’nın vekâletsiz iş görme hükümleri ile 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası’nın aşırmacılıkla ilgili hükümleri uyarınca maddî ve tüzel sorumluluk doğurur. Görsel içeriğin çoğaltılmasına, kullanılmasına veya kaynağı gösterilse bile alıntılanmasına onam verilmemektedir. Aykırı eylemler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca sorumluluğa neden olur.
  1. Şeref Ertaş, Hasan Petek, Spor Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 2005, s. 167.
  2. Ertaş/Petek, s. 168.
  3. Klaus Vieweg, (çev. Alev Dilber), “Dopingin Tanımı ve Anti-Doping Kuralı İhlalinin İspatının Alman Hukuku Bakış Açısına Göre İncelenmesi”, Ankara Barosu Spor Hukuku Kurulu “Av. İsmail İNAN” Armağanı, Ankara Barosu Yayınları, Ankara 2013, s. 217.
  4. Kısmet Erkiner, Hukuk Boyutunda Doping, Nobel Yayınları, Ankara 2006, s. 8.
  5. Erkiner, s. 8.
  6. Erkiner, s. 8.
  7. Erkiner, s. 8.
  8. Erkiner, s. 10.
  9. Erkiner, s. 10.
  10. Ertaş/Petek, s. 178.
  11. Anıl Gürsoy Artan, “Türkiye Dopingle Mücadele Talimatı Çerçevesinde Uygulanması Gereken Hak Mahrumiyeti Cezası Süresinin Belirlenmesi ve Diğer Disiplin Cezaları”, Ankara Barosu Spor Hukuku Kurulu “Av. Ömer Remzi ARIKAN” Armağanı, Ankara Barosu Yayınları, Ankara 2013, s. 471.
  12. Artan, s. 472.
  13. Ertaş/Petek, s. 178.
  14. Annette Reenhow, (çev. Zeynep Uğurlu), “Sporda Dopingle Mücadele Cezaları ve Rekabetin İhlali”, Ankara Barosu Spor Hukuku Kurulu “Av. İsmail İNAN” Armağanı, Ankara Barosu Yayınları, Ankara 2013, s. 791.
  15. Reenhow, s. 791.
  16. Erkiner, s. 28.
  17. Ertaş/Petek, s. 179.
  18. Ertaş/Petek, s. 179.
  19. Erkiner, s. 28.
  20. Erkiner, s. 28.
  1. Erkiner, s. 28.
  2. Ertaş/Petek, s. 178.
  3. Artan, s. 475.
  4. Ertaş/Petek, s. 182.
  5. Ertaş/Petek, s. 182, 183.
  6. Bu konuda tutulan raporda, Süreyya Ayhan KOP’un aynı zamanda antrenörü olan eşi Yücel KOP, sorumlu ve yardımcı örnek alma görevlilerini iki ayrı odaya kilitlemiştir. Daha sonra bu kişilerin karşısına Süreyya Ayhan KOP adıyla bir başka kadın çıkartılmış, idrar örneği bu kadından alınmıştır. Bu durum, doping denetim belgelerinin altında yer alan imzanın Süreyya Ayhan KOP’un daha önceki imzalarıyla benzeşmediğinin fark edilmesi sonucu ortaya çıkartılmıştır. Bunun üzerine, 25 Temmuz 2004’te Süreyya Ayhan KOP’tan ikinci kez örnek alınmak istenmiş, ancak KOP, bu kez de 75 ml. olarak vermesi gereken örneğin 25 ml. lik bölümünü vermiştir. Görevliler tarafından örnekteki eksiklik giderilmeye çalışıldığı sırada, KOP ilk örneği yere düşürerek kaybolmasına neden olmuştur. Ardından KOP’tan yeniden örnek alınmak istenmiş, KOP bu kez de 75 ml.lik örneği 150 ml. sulandırılmış sıvıyla değiştirilmeye çalışırken yakalanmıştır. Doping denetimi yapan görevlilerin kendisinden her iki örneği ve sulandırılmış sıvıyı vermesini istemeleri üzerine, KOP, elindeki 75 ml.lik örneği tuvalete boşaltmış, böylelikle doping denetimi için örnek vermekten kaçınmıştır. (Öner Süzer, Dopinge Karşı Savaş, Dopingde Yeni Madde ve Yöntemler, s. 10; http://www.onersuzer.net/eski/pdf/doping.pdf, [21/5/20-19].)
  7. Levent Bıçakçı, “Uluslararası Spor Yargılaması”, Ankara Barosu Spor Hukuku Kurulu “Av. İsmail İNAN” Armağanı, Ankara Barosu Yayınları, Ankara 2013, s. 130.
  8. Artan, s. 473.
  9. Ertaş/Petek, s. 182.
  10. Ertaş/Petek, s. 182.
  11. Erkiner, s. 29.
  12. Artan, s. 479.
  13. Artan, s. 480.

KAYNAKÇA

ARTAN, Anıl Gürsoy, “Türkiye Dopingle Mücadele Talimatı Çerçevesinde Uygulanması Gereken Hak Mahrumiyeti Cezası Süresinin Belirlenmesi ve Diğer Disiplin Cezaları”, Ankara Barosu Spor Hukuku Kurulu “Av. Ömer Remzi ARIKAN” Armağanı, Ankara Barosu Yayınları, Ankara 2013, s. 469-482.

BIÇAKÇI, Levent, “Uluslararası Spor Yargılaması”, Ankara Barosu Spor Hukuku Kurulu “Av. İsmail İNAN” Armağanı, Ankara Barosu Yayınları, Ankara 2013, s. 121-131.

ERKİNER, Kısmet, Hukuk Boyutunda Doping, Nobel Yayınları, Ankara 2006.

ERTAŞ, Şeref; PETEK, Hasan, Spor Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 2005.

REENHOW, Annette, (çev. Zeynep Uğurlu), “Sporda Dopingle Mücadele Cezaları ve Rekabetin İhlali”, Ankara Barosu Spor Hukuku Kurulu “Av. İsmail İNAN” Armağanı, Ankara Barosu Yayınları, Ankara 2013, s. 789-803.

SONGÜN, Yeşim; KATKAT, Dursun; BUDAK, Davut, “Türkiye’deki Ulusal Spor Federasyonlarının Doping Kontrol Uygulamalarının Değerlendirilmesi”, Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dergisi, Yıl: 2005, Sa. 13(2), s. 93-102.

SÜZER, Öner, Dopinge Karşı Savaş, Dopingde Yeni Madde ve Yöntemler; http://www.onersuzer.net/eski/pdf/doping.pdf, [21/5/2019].

VIEWEG, Klaus, (çev. Alev Dilber), “Dopingin Tanımı ve Anti-Doping Kuralı İhlalinin İspatının Alman Hukuku Bakış Açısına Göre İncelenmesi”, Ankara Barosu Spor Hukuku Kurulu “Av. İsmail İNAN” Armağanı, Ankara Barosu Yayınları, Ankara 2013, s. 215-230.

Eklenme:
15/4/2020, 16:15
Son Düzenlenme:
27/5/2020, 22:59
Alptürk KAYA, Dopingin Hukuksal Boyutu; http://alpturkkaya.av.tr/hukuk/ozel-hukuk/yan-dallar/spor-hukuku/dopingin-hukuksal-boyutu/, [24/1/2023].
Yazılı içerik kaynak gösterilmek koşuluyla alıntılanabilir. Kaynak gösterilmeden yapılan alıntılar, 6098 sayılı Türk Borçlar Yasası’nın vekâletsiz iş görme hükümleri ile 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası’nın aşırmacılıkla ilgili hükümleri uyarınca maddî ve tüzel sorumluluk doğurur. Görsel içeriğin çoğaltılmasına, kullanılmasına veya kaynağı gösterilse bile alıntılanmasına onam verilmemektedir. Aykırı eylemler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca sorumluluğa neden olur.

Av. Alptürk KAYA
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni 2017 yılında onur derecesiyle bitirmiştir. Ankara Barosu üyesi olup, 2018 yılından bu yana serbest avukatlık yapmaktadır.

Interest rei publicae, ut sint finis litium.